Loading...
Eski Mahalle, Resulbey Sokak, No :23 Elika Cave Suites, Ortahisar, Ürgüp, Nevşehir
Pzt - Cts : 09.00 AM - 06.00 PM
7/24 +90 532 065 0025

Kapadokya Hakkında

Kapadokya; isim anlamı olarak Bilge Umar'a göre, Neolitik dönem sonlarında Anadolu'da ortaya çıkan Ana Tanrıça inancı ile ilişkilendirilen ve Khepat olarak bilinen Ana Tanrıça'ya adanmıştır. Orijinal olarak, 'Khepat Ukh,' yani 'Khepat'ın Ülkesi' olarak anılmıştır. Şimdi, 'Khepat kim?' sorusunu sormadan önce, Khepat'ı kısaca tanıtmak gerekir. Khepat; Anadolu'da tarıma geçen, öncelikle Hititlerin tapındığı, Neolitik devirle birlikte Anadolu'da ortaya çıkan yerli Anadolu halklarının tapınaklarında Ana Tanrıça kültü olarak bilinen ve aynı zamanda Tanrı Teşup'un karısı olan Anadolu tanrıçasıdır. Hitit Uygarlığı'nda çok tanrılı inançlar ve hoşgörü, sonradan Yunan Mitolojisine geçecek olan Zeus ve Hera kültünün temelini oluşturacaktır. Daha sonra, Pers hakimiyeti altında, bölgenin adı kendi dillerine uygun olarak 'Katpatuka' olarak değiştirilmiş ve uyum sağlamıştır. M.Ö. 2. yüzyılda Roma eyaleti olmasıyla birlikte bölge bir kez daha 'Kapadokya' olarak adlandırılmıştır. Khepat Ukh – Katpatuka – Kapadokya, bu isimler günümüz Türkçesinde özel bir anlam taşımaz, köken olarak öz Anadolu isimleri olduğunu gösterir ve muhtemelen Hatti dili kökenli, sonrasında Hitit dilinde yaşatılarak devam ettirildiği anlaşılır.

kapadokya görseli 1
kapadokya görseli 2

Kapadokya adının, yanlış bir bilgi kirliliği olan Pers dilinden geldiği savlanır, Bartoleome’nin Büyük Pers Sözlüğü'nden anlaşıldığına göre. 'Yıllar önce bir gazetenin seyahat ekinde rastlamıştım ilk kez Kapadokya adına ve onu farklı kılan Peri Bacalarına. Kulağa değişik gelen bir farklı tınıydı. Sadece adından etkilenmiş olmam bir yana, gezgin nasıl etkilenmiş olmalı ki 'sanırsam içime bir Peri Kızı kaçmış' diyecek ve Kapadokya hayranlığını ve sevdasını kusursuz anlatımıyla bana da bulaştıracaktı. Sahi gezgin ne demek istemişti? Masallar Ülkesinde, Periler Diyarında hangi Peri Kızı bunu başarmıştı? Kimdi Bu Periler, neydi bu Peri Bacaları? Benim içime kaçan, ruh halimi değiştiren, mutluluğumu artıran, huzura erdiren ya da her neyse bu duygunun adı hangi Peri Kızı yapmıştı? İlham Perilerinden Thalia, Dans Musa’sı Sirenlerin annesi bir başka İlham Perisi Terpsikhore, Letafet Perisi Grazia, Letafet Perilerinin annesi Eunomia, Dağ Perisi Oread, Kırların Perisi Lyke, Çayırların Perisi Napae, Baht Perisi Klotho ya da diğer güzel Peri Kızı? Hangi Peri Kızı beni Kapadokya’ya âşık etti henüz bilmiyorum ancak, nasıl yaptıysa ve ne için yaptıysa o kadar mutluyum ki, o kadar keyifliyim ki anlatamam.' Meksika'nın Kapadokya Fahri Konsolosu Yavuz Demir, her ne kadar bu sözlerle Kapadokya sevdasını anlatmaya çalışsa da kelimeler bu olağanüstü yerin görüntüsünü, büyüsünü ve hissettirdiklerini anlatmaya yeterli olmayabilir.

Peri Bacalarının Oluşumu

Kapadokya Bölgesinde başta Erciyes Dağı, Hasandağı ve Göllüdağ’ın jeolojik devirlerde aktif birer volkan durumundayken milyonlarca yıl önce ateş püskürmeleri ile başlayan serüven bugün halâ rüzgârın ve yağmur sularının şekillendirme çabasıyla devam etmektedir. Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgârın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla 'Peribacası' adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise sert kayaçlardan oluşmaktadır. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi, lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar başta; Ortahisar-Kızılçukur, Meskendir ve Pancarlı vadilerinde, Çavuşin-Güllüdere ve Göreme vadilerinde görünmektedir. Tabiatın cömertliğinden yararlanan insanoğlu, oyulmaya çok elverişli olan bu kalın kaya kütlesini oyarak; evler, gözetleme kuleleri, kiliseler, manastırlar, devasa yeraltı sığınakları ve hastane yapmışlardır. Özellikle Hıristiyanlığın Anadolu'da yayılmaya başlamasıyla birlikte Kapadokya'nın jeolojik yapısının verdiği bu avantajla manastır ve kilise sayısı binlerle ifade edilen sayıya ulaşmış ve Hıristiyan keşişlerin merkezi durumuna gelmiştir.

kapadokya görseli 3
kapadokya görseli 4

Kapadokya Tarihi

Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Strabon, Geographika adıyla yazmış olduğu kitabında Kapadokya'yı; doğuda Malatya, batıda Aksaray, güneyde Toros Dağları ve kuzeyde Doğu Karadeniz'e kadar uzanan bir bölge olarak sınırlandırır. Kapadokya; Nevşehir, Kayseri, Aksaray ve Niğde’nin olduğu coğrafyaya verilen isimdir. Günümüzde Kapadokya denilince ilk olarak peribacaları, kaya kiliseleri ve yeraltı şehirlerinin en yoğun olduğu Ürgüp (Başhisar), Ortahisar, Uçhisar, Göreme, Çavuşin, Avanos, Gülşehir, Derinkuyu, Kayseri-Soğanlı ve AksarayIhlara vadisi akla gelmektedir. M.Ö. 2000'lerden başlayarak Hititler bölgeye yerleşmiş ve yerli halk Hattilerle kaynaşarak Büyük Hitit İmparatorluğunu kurmuşlardır. Bu dönemde Kayseri yakınlarında bulunan Kültepe (Kaneş) Asur Ticaret Kolonilerinin önemli bir ticaret merkezi durumundadır. M.Ö. 1200'lere kadar hüküm süren Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Geç Hitit Devletleri kurulmuştur. Friglerin Geç Hitit Devletlerine son vermesinden sonra Kimmerlerin, Medlerin ve M.Ö. 547'den itibaren ise Perslerin hâkimiyetinde kalmıştır. Persler Anadolu'yu Satraplık adı verilen bölgelere ayırarak yönetirler. Bu bölgelerden biri olan bugünkü Kapadokya bölgesine ise Hititlerde Khepat Ukh olarak kullanılan bölge adı, Pers dilinde Katpatuka adını alır. Pers İmparatorluğu'nu yıkan Büyük İskender Katpatuka'da beklemediği bir direnişle karşılaşır. Bunun üzerine komutanlarından biri olan Sabistas'ı bölgeyi denetim altına almakla görevlendirir. Buna karşı çıkan halk bir Pers asilzadesi olan I. Ariarathes'i (M.Ö. 332-352) kral ilan eder. Büyük İskender ile iyi ilişkiler kuran I. Ariarathes Kapadokya Krallığının sınırlarını da genişletir. Büyük İskender'in ölümüne kadar barış içinde yaşayan Kapadokya Krallığı yeniden bir savaş dönemine girer ve Pontus, Galat, Makedonya ve Romalılarla mücadele eder.

M.S. 17 yılında Tiberius, Roma İmparatorluğuna bağlayarak eyalet haline getirir. Batıya açılan yeni yolların yapılması eyaletin merkezi durumundaki Kayseri'nin önemini artırmış ticaretin Asur Ticaret Kolonilerindeki parlak dönemindeki canlılığına kavuşmuştur. Daha sonraki yıllarda İran'dan gelen Sasani akınlarından korunmak için şehrin etrafı surlarla çevrilmiştir. Hristiyanlığın yayılması sırasında Kapadokya bölgesi bu bakımdan da önemini artırmış ve Hristiyanlık Roma İmparatorluğu tarafından resmi din olarak kabul edilince Kayseri Başpiskoposluk merkezi haline gelmiştir. IV. Yüzyılda Başpiskopos olan Aziz I. Basilius'un büyük çabalarıyla Hristiyanlık bölgeye yerleşmiş ve kayalar içinde mistik bir manastır hayatı başlamıştır. Roma İmparatorluğu M.S. 395 yılında ikiye ayrılınca Kapadokya doğal olarak Doğu Roma İmparatorluğunun sınırları içinde kalır. VII. Yüzyıl başlarında Bizanslılarla Sasani arasında yoğun savaşlar meydana gelmiş ve Sasani 6-7 yıl bölgeyi ellerinde tutmuşlardır. M.S. 651 yılında Halife Osman, Sasani Devletini yıktıktan sonra Arap-Emevi akınlarına maruz kalır Kapadokya halkı. Bu karışıklık sırasında bir süredir devam eden Hristiyan mezhep çatışmaları özellikle İmparator III. Leon'un ikonaları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır ve İkonaklazm (726-843) dönem başlar. İkonaklastik dönemde Kapadokya'ya büyük bir göç yaşanmış ikona taraftarı olan Hristiyanlar bölgeye gelip kayalara oyulmuş manastırlarda gizlenerek ibadetlerine ve faaliyetlerine devam etmişlerdir. 1082 yılında Kayseri'nin Selçuklular tarafından fethedilmesinin ardından Kapadokya halkı huzurlu bir döneme girer. Selçuklu hâkimiyetindeki Hristiyanlar serbestçe ibadetlerini yaparlar ve kiliselerini inşa ederler. Ancak 1308 yılında Moğol kökenli İlhanlılar Kayseri'yi ele geçirip şehri yakıp yıkarlar. Bu durum çok sürmez ve Osmanlılar döneminde bölge artık rahat ve huzura kavuşur.

kapadokya görseli 5
kapadokya görseli 6

Ortahisar

Meksika'nın Kapadokya Fahri Konsolosluğu'nun bulunduğu tarihi bir yerleşim yeri olup 4500 yıllık zengin bir kültür ve tarihi geçmişe sahiptir. Ortahisar, Başhisar (Ürgüp), Ortahisar ve Uçhisar'dan oluşan üç hisarın ortasında bulunan ve Kapadokya'nın tam ortasındaki konuma sahip ayrıcalıklı bir yerin adıdır. Ortahisar'daki en önemli ve dikkat çeken yapı, binlerce yıl boyunca ihtişamla varlığını sürdüren Kapadokya'nın 'En Büyük Peri Bacası' olarak bilinen Ortahisar Kalesi'dir. Kale dediğimize bakmayın, tamamen doğal bir oluşum olup binlerce yıl önce oyularak ibadethane, barınak, depo, gözetleme kulesi ve savunma amacıyla çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bölgede kullanılan başka bir gözetleme kulesi ise İshak Kalesi'dir. Bugün keşfedilmemiş olsa da Ortahisar Kalesi ile İshak Kalesi arasında gizli bir tünel olduğuna dair yaygın bir inanç yüzyıllardır söylenmektedir. Ortahisar Kalesi aynı zamanda 'Dünya'nın En Yüksek Doğal Gökdeleni' olarak da bilinir. Ortahisar Kalesi'nin etekleri ve çevresi, Kapadokya'nın zengin kültürel mirasının izlerini taşıyan yüzlerce sivil mimari örneği ile doludur. Ortahisar Kalesi'ni çevreleyen vadi yamaçlarında bulunan kiliseler, güvercinlikler ve depolar, Ortahisar'ı farklı kılan unsurlardır. Ortahisar Kalesi yakınındaki önemli kültürel varlıklar arasında, kale girişinin hemen yanında bulunan Abdioğlu Camii ve biraz daha ilerideki Alaeddin Camii yer alır. Ancak en önemli ve gizli hazinelerden biri, Elika Cave Suites Hotel sokağına hemen inildiğinde karşınıza çıkan eski Selçuklu medresesidir. Ortahisar Meydanı, Ortahisar Kalesi, kale girişinde bulunan eski belediye binası, sonradan Kütüphane olarak kullanılan ve şimdi terkedilmiş ancak zamana direnen bir bina olan askeri okul binası ve Elika Cave Suites Hotel sokağında bulunan eski konaklarla süslenmiştir. Meydanda gizli kalmış bir detay ise söğüt ağaçlarının gölgesinde bulunan Anadolu'daki ilk 'Atatürk Büstü'dür. Bu büstün hemen yanında, Göreme köyüne adını veren ve Göreme Kiliseleri'nden (Göreme Açık Hava Müzesi) ismini alan Göreme Otel'in burada hizmet vermiş olması, dönemin ünlü yazarlarını ve devlet adamlarını misafir etmesi ayrı bir özellik olarak öne çıkar.

Balkan Deresi Kiliseleri, Hallaç Manastırı (St. Paul – Hastane Manastırı), Pancarlık Kilisesi, Tavşanlı Kilise, Sarıca Kilise, Cambazlı Kilise ve daha gün yüzüne çıkmamış niceleri ve bazı eski evlerin altında gizli kalmış irili ufaklı onlarca kiliseye ev sahipliği yapan yerin adıdır Ortahisar. Hallaç Manastırı ya da Hastane Manastırı olarak adlandırılan bu kilise en ihtişamlı olduğu yıllarda bünyesinde bulunan rahiplerin bölge halkını kendi yaptıkları ilaçlarla tedavi etmeleri inanışı ile Hastane Manastırı olarak anılmaktadır. Hem yapısı gereği hem de işlevi gereği Kapadokya’da başka bir örneği daha yoktur. İçerisinde bulunan figürler ve kaya kabartmalardaki figürler keşfinizi bekliyor. Balkan Vadisi, Hallaç Vadisi, Üzengi Vadisi, Pancarlık Vadisi, Devrent Vadisi ve daha nice vadilerin sahibidir Ortahisar. Vadi içlerindeki yüzlerce yıl öncesine ait güvercinlikler ve etrafındaki özel boyama ve bezemeler karşılar ilk olarak sizi. Muhteşem doğasında yaptığınız yürüyüşe eşlik eden güvercinler, ağaçların dansı, rüzgârın fısıltısı sizi bu dünyadan alır hayal âlemine taşır. Hayal âlemi demişken Ortahisar sınırları içerisinde kalan Devrent Vadisi diğer bir adı ile Hayal Vadisinde bulunan doğal oluşumla gerçekleşen birçok hayvan figürünü bu eşsiz vadide keşfedeceksiniz. 800-900 yıl önce inşa edildiği düşünülen Üzengi Vadisi içinde bulunan kaya yüzeye oyularak oluşturulan belki de Dünya’nın çimento beton kullanmadan yapılan ilk apartmanı olan 9 katlı bu eşsiz hazineyi keşfedersiniz. Bu keşifle birlikte Üzengi deresindeki yürüyüşünüzde doğal kaynak sularını tadarak doğal soda keyfini yaşarsınız. Üzengi Vadisinde güvercinliği olmayan adama kız verilmediği dönemleri anlatan yaşlılar gökyüzünü süsleyen güvercinlerden güneşi göremediklerini anlatırlar bu eşsiz mekânda. Dahası kayısının anavatanının bu topraklar olduğunu buradan başka diyarlara göç ettirildiğinden bahsederler. Onlarca özel ve güzel vadinin sahibi olan Ortahisar’da vadi içlerinde bulunan sayısız güvercinliklerin ilk inşası Roma dönemi ile yine kayaların oyulması ile yapılmış ve güvercin gübresi ile büyük gelirler elde edilerek üzümlerden yüksek verim alınarak şarap yapımında ve ticaretinde önemli noktalara gelinmiştir. Kapadokya’nın en güzel konumuna sahip panoramik bir görsel ziyafet sunan Kızılvadi’de gün batımını, At Turları ve ATV Turları ile görmeden, o muhteşem manzarayı izlemeden ne Ortahisar’dan ayrılın ne de Kapadokya’dan. Bir başka seyir noktası ise Göreme yoluna girişte bulunan Adliye Sarayı ve Zindan kalıntılarının bulunduğu noktadır.

kapadokya görseli 7
kapadokya görseli 8

Ortahisar Kalesi'nin eşsiz manzarasında kaybolmak istiyorsanız öncelikle karşı mahalledeki Seyir Tepesi tercih edilebilir; farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için ise Balkan Deresi bambaşka bir macera sunabilir. Elika Cave Suites Hotel'e 80 metre mesafedeki Ortahisar Kalesi'ni otelin teraslarından özgürce saatlerce süren bir kahve keyfi ya da yöresel şaraplar eşliğinde izleyebilirsiniz. Farklı bir bakış açısı yaşamak ve manzarayı Erciyes Dağı'nın muhteşem görkemiyle ölümsüzleştirmek isteyenler için Ortahisar Kalesi zirvede sizi bekliyor olacak. Ortahisar'ın bir diğer özelliği Türkiye'nin limon borsasının yönetildiği yer olmasıdır. Limonun hiç yetişmediği bir yerde nasıl olur da borsa yönetilir diye düşünebilirsiniz. Akdeniz'de yetişen narenciye, özellikle limon, Ortahisar'da oyulmuş kayalarda depolanarak saklanmaktadır. İlk olarak Ortahisar'da başlatılan soğuk hava depoculuğu halen önemli bir gelir kaynağıdır. Depolara giren limonlar bir yıllık süreçte 115-120 kg ağırlığa ulaşarak doğal nem ile sulanır, ağırlık kazanır ve 'yatak limon' adıyla tüm ülkeye ve dünyaya dağıtılır. Kültürel bir hazine olan Kapadokya'yı ve tam ortasında yer alan Ortahisar'ı keşfetmek ve anlatılanlardan daha fazlasını yaşamak isteyen tüm Meksikalıları bu eşsiz coğrafyaya davet ediyoruz.

Kapadokya Aktivite Haritası

Kapadokya Aktivite Haritası, büyülü Kapadokya dünyasını keşfetmek isteyen gezginler için bir rehber niteliği taşır. Bu harita, bölgenin kendine özgü doğal güzelliklerini ve tarihi zenginliklerini keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Peri bacaları, yer altı şehirler, antik kiliseler ve nefes kesen vadiler gibi Kapadokya'nın en önemli cazibe merkezlerini gösterir. Ayrıca, sıcak hava balonlarıyla unutulmaz bir gökyüzü macerası yaşamak, at, bisiklet ve ATV ile doğada iç içe olmak, yöresel lezzetleri tatmak gibi eşsiz aktivite fırsatlarını da sunar. Kapadokya Aktivite Haritası ile Kapadokya'yı adım adım keşfedin ve unutulmaz anılar biriktirin!

kapadokya haritasi
lang_flag